NEGATİF DUYGULARDAN ARINMA YOLUNDA BESİNLER
- Diyetisyen Ceren Filiz
- 9 Kas 2020
- 3 dakikada okunur
Hiç düşündünüz mü, akışkan çikolatadan bir kaşık aldığınızda gelen o mutluluğu veya hamburgerden bir ısırık aldığınızdaki o rahatlama hissini? Açken neden sinirli ve şiddete meyilli oluruz peki?
Besinler Ruh Halimizi Etkiler Mi?
Vücudumuz aslında bir dizi hormonla düzenlenen bir makine gibidir. Hormonlar duygularımızı ve düşüncelerimizi etkilerler. Bu hormonlardan biri de seratonindir ve varlığı bizi mutlu eder. Seratonin büyük oranlarda bağırsaklarımızdan oluşturulduğu için yediklerimizin aslında duygu durumumuzla büyük bir bağlantısı vardır. Öğün öncesi açlıklarınızda kan şekeriniz düşer, beyniniz stres durumuna girer ve stres hormonları olan adrenalin ve epinefrini salgılar.İşte tam olarak o anda sinirli ve huzursuz oluruz. Yemeğe ulaştığınız anda besinlerden aldığınız triptofan adlı aminoasitin büyük çoğunluğu bağırsaklarınızdan emilerek metabolize olması sonucunda seratonin açığa çıkar ve stres durumunuz ortadan kalkarak rahatlarsınız. Bu yüzden hem kan şekerinizi dalgalandırmamak hemde vücudunuzdaki seratonin düzeyini bozmamak adına ana öğün ve ara öğünlerinize önem vermeniz gerekir.
Des Moines Üniversitesi’ nde biyokimya ve beslenme alanında çalışan Ph.D.Maria Barnes tükettiğimiz besinlerin modumuzu nasıl etkilediğini şu cümlelerle açıklar:
‘’Yüksek yağ oranlı bir yemek yemek hatta o yemeğin sadece fotoğrafını görmek bile, beynin ödül merkezini harekete geçiriyor ki uyuşturucularda tam olarak bunu yapıyor. Bağırsaktan gelen sinyaller beyne bilimsel durumumuzun bilgisini veriyor ve beynin ödül merkezindeki dopamin etkinliğinden sorumlu beyin hücrelerini harekete geçiriyor. Rahatlatıcı yiyecekleri yedikten sonra bize mutluluk hissi verende, o yiyeceği daha önce yediğimizde nasıl hissettiğimizi hatırlatarak daha fazla yeme isteği uyandıranda işte bu hücrelerden yapılan dopamin salınımı. Bu da bazı yiyecekleri düşünmenin veya kokusunu duymanın-aç olmasak dahi- neden şiddetli bir yeme isteği uyandırdığını açıklıyor.’’
Tam olarak bu noktada ise bilim insanları besinler ile psikolojik durum arasındaki bağlantıyı kullanarak ruh sağlığı için farklı tedavi yöntemleri geliştirmeyi amaçlıyorlar.
Meyve ve Sebze Tüketimi Negatif Duygulardan Arındırıyor
Kanada da yapılan bir çalışmada sebze ve meyve tüketimi mevcut olan sağlıklı ve dengeli bir diyetin psikolojik hastalıklara yakalanmayı önlediği gözlemlendi. Buna benzer başka bir çalışmada bireylerin fazla meyve ve sebze tüketimi yaptıkları günlerde daha mutlu hissettiklerini ortaya çıkardı. Hatta araştırmacılar bu tüketim oranının bir sonraki günün ruh halini bile etkilediğini ortaya koydular.
Sarı Kantaron; Doğal Antidepresan
Sarı kantaron içindeki etkili bileşen hiperisin sayesinde; endişe, hafif-orta dereceli depresyon ve uyku bozukluklarına iyi geliyor.
Omega-3 Tüketimi Depresyon Riskini Azaltıyor
Omega-3 bakımından zengin beslenen toplumlarda, depresyon gibi hastalıklarla daha az karşılaşıldığı görülür. Çalışmalar, Omega-3 içeren somon, ton balığı, sardalya vb gibi su ürünlerinin depresyon riskini azalttığı sonucuna varmıştır. Su ürünlerinin yanında; ceviz, chia tohumu, keten tohumu ve bunların yağları da omega 3 içeren diğer kaynaklardandır.
Çay ve Kahve de Depresyonda Yanınızda
Antioksidan ve antiinflamatuar özelliği ile kansere karşı koruyucu özelliği bulunan çay, depresyon üzerinde de oldukça etkili. Günde 4 bardak Yeşilçay içenlerde depresyon oluşma riski %44 oranında düşüyor. Kahvede bu durum günde 1-2 bardak ile %15 olarak bulunmuş.
Susuz Kalmak Hafıza Problemlerini Arttırıp, Anksiyeteye Yatkınlık Sağlıyor
Fazla miktarda su içmek pozitif ruh halinin oluşmasına katkı sağlarken, hafif bir susuzluk bile düşük konsantrasyona, kısa dönem hafıza problemlerine, mod iniş-çıkışlarına ve anksiyeteye sebep oluyor.
Mikrobiyotanızı Güçlendirin; Psikolojinize Yatırım Yapın
Beyin-bağırsak arasındaki ilişki ile depresyon bağını konu alan bir araştırmada; yoğurt, kefir, soya sütü, turşu gibi besin tüketimi arttırılarak bağırsak mikrobiyatasının korunması ve dengelenmesi sonucunda depresyonun önlendiği ve tedavi edildiği, sosyal kaygının önemli oranda azaldığı bulunmuştur.
Sonuç olarak; mental sağlığınızı destekleyici besinlerle zenginleştirilmiş sağlıklı ve dengeli bir diyet, uzun dönemde huzurlu bir insan olmanıza katkı sağlayacaktır.
Richard, Aline, et al. "Associations between fruit and vegetable consumption and psychological distress: results from a population-based study." BMC psychiatry 15.1 (2015): 213.
White, Bonnie A., Caroline C. Horwath, and Tamlin S. Conner. "Many apples a day keep the blues away–Daily experiences of negative and positive affect and food consumption in young adults." British journal of health psychology 18.4 (2013): 782-798.
Grosso, Giuseppe, et al. "Role of omega-3 fatty acids in the treatment of depressive disorders: a comprehensive meta-analysis of randomized clinical trials." PloS one 9.5 (2014): e96905.
Seppa, Nathan. "The Beneficial Bean: Coffee reveals itself as an unlikely health elixir." Science News 188.7 (2015): 16-19.
Niu, Kaijun, et al. "Green tea consumption is associated with depressive symptoms in the elderly." The American journal of clinical nutrition 90.6 (2009): 1615-1622.
Hilimire, Matthew R., Jordan E. DeVylder, and Catherine A. Forestell. "Fermented foods, neuroticism, and social anxiety: An interaction model." Psychiatry research 228.2 (2015): 203-208.
Comments